30 Eylül 2013 Pazartesi
14 Eylül 2013 Cumartesi
YILDIZLAR GEÇİDİ
YILDIZLAR GEÇİDİ
BİR SALEP KAZANI
KANUNİ İBRİĞİ
Kanuni Sultan Süleyman; 27 Nisan 1495 günü, babası Yavuz Sultan Selim’in vali olarak bulunduğu Trabzon’da bugün Kanuni Evi'nin de bulunduğu Ortahisar'da Kanuni Mahallesinde doğdu. 1520 yılında tahta çıktı ve en uzun süre saltanat süren Osmanlı padişahı oldu. Kanûnî’nin tahtta kaldığı 46 yıl içinde Osmanlı İmparatorluğu en yüksek noktasına ulaştı. Kanûnî, torununun oğlunu gördükten sonra 7 Eylül 1566′da Zigetvar savaşı sırasında harp meydanındaki otağında öldü.
Kanuni Sultan Süleyman; Alman İmparatoru Şarlken ile 24 Şubat 1525’de yaptığı Pavye Savaşı'nda yenilerek esir düşen Fransa Kralı Fransuva’nın annesi Düşes Dangolen’in yardım talebine cevaben Ocak-1526 tarihinde yazdığı mektupta diyordu ki:
“Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in, Karadeniz’in, Rumeli’nin, Anadolu’nun, Azerbaycan’ın, Şam’ın, Halep’in, Mısır’ın, Mekke ve Medine’nin, Kudüs’ün, bütün Arap diyarının, Yemen’in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahıSultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han’ım.
Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva’sın. Hükümdarların sığındığı kapıma elçinizle mektup gönderip, ülkenizi düşman istila edip, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz. Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden haberdar oldum. Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoştutup üzülmeyesiniz. Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Biz de atalarımızın yolundayız ve daima memleketler ve alınmaz kaleler fethetmekteyiz. Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimize kuşatılmıştır. Yüce Allah hayırlara bağışlasın. Allah’ın istediği ne ise olur. Bundan başka haberleri gönderdiğiniz adamınızdan öğrenesiniz. Böyle biliniz.”
Trabzon'da bugünkü Kanuni Mahallesinde doğan Kanuni Sultan Süleyman ile aynı mahallede 1959 da dünyaya gelen Bakırcı Ali Çavuş atası Sultan Süleyman'a olan vefa borcunu ödemek için gördüğünüz belki de dünyanın en büyük ve zarif bakır ibriğini dövme bakırdan tamamen el işi ve işçiliği ile imal etmiş, üzerine büyük sultanın portresini de işlemiş ve büyük hükümdar, cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman Han'a ithaf etmiştir.
HÜRREM SULTAN İBRİĞİ
SALEP KAZANI
DÜNYA BARIŞ DEMLİĞİ
KANUNİ İBRİĞİ
EYOF DEMLİĞİ
Ben bir demliğim!
Benimle insanlar çay demler, çay içer, keyif alırlar.
Güzel şeyler düşünür, konuşurlar.
Dostlukları tazelenir.
Paylaşmanın ve sohbetin ve muhabbetin keyfini ve huzurunu yaşarlar.
Ben bir dev demliğim.
Bana bakarak çaylarını yudumlarken ayrı bir keyif alırlar.
Benim bir önemli özelliğim daha var:
Omuzlarımda 2011 de ilk olarak Trabzon'da yapılan (European Youth Olympic Festival) Avrupa Gençlik Olimpiyatlarının logosunu taşıyorum.
Üstelik ustam beni yaparken çok düşündü ve çok emek verdi.
Ben de ona söz verdim:
"kıyamete kadar çevremdeki tüm insanlara keyif vereceğim"
Bakırcı Ali ÇAVUŞ
KANUNİ İBRİĞİ
DÜNYA BARIŞ DEMLİĞİ
DÜNYA BARIŞ DEMLİĞİ VE
KANUNİ İBRİĞİ YUVALARININ ÖNÜNDE
DÜNYA BARIŞ DEMLİĞİ
KANUNİ İBRİĞİ
HÜRREM SULTAN İBRİĞİ
KANUNİ İBRİĞİ
SALEP KAZANI
13 Eylül 2013 Cuma
EYOF ANISI İÇİN DEMLİK (resim-haber ve video)
Ben bir demliğim!
Benimle insanlar çay demler, çay içer, keyif alırlar.
Güzel şeyler düşünür, konuşurlar.
Dostlukları tazelenir.
Paylaşmanın ve sohbetin ve muhabbetin keyfini ve huzurunu yaşarlar.
Ben bir dev demliğim.
Bana bakarak çaylarını yudumlarken ayrı bir keyif alırlar.
Benim bir önemli özelliğim daha var:
Omuzlarımda 2011 de ilk olarak Trabzon'da yapılan (European Youth Olympic Festival) Avrupa Gençlik
Olimpiyatlarının logosunu taşıyorum.
Olimpiyatlarının logosunu taşıyorum.
Üstelik ustam beni yaparken çok düşündü ve çok emek verdi.
Ben de ona söz verdim:
"kıyamete kadar çevremdeki tüm insanlara keyif vereceğim"
Bakırcı Ali ÇAVUŞ
EYOF için dev demlik:
İlk defa 2011 yılında Trabzonda yapılan "Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları" (EYOF) anısına tarafımdan yapılmıştır.
Tek Seferde 10 Bin Bardak Çay ile AnadoluAjansi
KANUNİ DEMLİĞİ SON RÖTUŞLAR
Kanuni Sultan Süleyman; 27 Nisan 1495 günü, babası Yavuz Sultan Selim’in vali olarak bulunduğu Trabzon’da bugün Kanuni Evi'nin de bulunduğu Ortahisar'da Kanuni Mahallesinde doğdu. 1520 yılında tahta çıktı ve en uzun süre saltanat süren Osmanlı padişahı oldu. Kanûnî’nin tahtta kaldığı 46 yıl içinde Osmanlı İmparatorluğu en yüksek noktasına ulaştı. Kanûnî, torununun oğlunu gördükten sonra 7 Eylül 1566′da Zigetvar savaşı sırasında harp meydanındaki otağında öldü.
Kanuni Sultan Süleyman; Alman İmparatoru Şarlken ile 24 Şubat 1525’de yaptığı Pavye Savaşı'nda yenilerek esir düşen Fransa Kralı Fransuva’nın annesi Düşes Dangolen’in yardım talebine cevaben Ocak-1526 tarihinde yazdığı mektupta diyordu ki:
“Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in, Karadeniz’in, Rumeli’nin, Anadolu’nun, Azerbaycan’ın, Şam’ın, Halep’in, Mısır’ın, Mekke ve Medine’nin, Kudüs’ün, bütün Arap diyarının, Yemen’in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahıSultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han’ım.
Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva’sın. Hükümdarların sığındığı kapıma elçinizle mektup gönderip, ülkenizi düşman istila edip, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep ediyorsunuz. Söylediğiniz her şey dünyayı idare eden tahtımızın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden haberdar oldum. Yenilmek ve hapsolunmak hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoştutup üzülmeyesiniz. Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Biz de atalarımızın yolundayız ve daima memleketler ve alınmaz kaleler fethetmekteyiz. Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimize kuşatılmıştır. Yüce Allah hayırlara bağışlasın. Allah’ın istediği ne ise olur. Bundan başka haberleri gönderdiğiniz adamınızdan öğrenesiniz. Böyle biliniz.”
Trabzon'da bugünkü Kanuni Mahallesinde doğan Kanuni Sultan Süleyman ile aynı mahallede 1959 da dünyaya gelen Bakırcı Ali Çavuş atası Sultan Süleyman'a olan vefa borcunu ödemek için gördüğünüz belki de dünyanın en büyük ve zarif bakır ibriğini dövme bakırdan tamamen el işi ve işçiliği ile imal etmiş, üzerine büyük sultanın portresini de işlemiş ve büyük hükümdar, cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman Han'a ithaf etmiştir.
11 Eylül 2013 Çarşamba
DÜNYA BARIŞ DEMLİĞİ (resim ve video)
Anadolu
insanında öyle bir enerji ve öylesine bir güç var ki bunu başka
bir toplulukta görmeniz asla mümkün değildir. Sakinliği ve
sıcaklığı, tevazu ve misafirperverliği, hareketliliği,
çalışkanlığı ve cesareti insanımızın ortak özelliğidir.
Yiğittir, mert ve cesurdur. Ve sanki başı göğe değer gibi dik
ve mağrurdur. Ancak bir o kadar da alçak gönüllü, cefakar ve
fedakardır.
DÜNYA BARIŞ DEMLİĞİ
İşte
bu çerçeveden baktığımızda Anadolu insanının pek çok
özellikleri ile birlikte Karadeniz'in tipik, farklı kimyasını da
şahsında toplayan Bakırcı Ali Çavuş, benim Karadeniz
bölgesinde, Trabzon'da tanıdığım hiç mayası bozulmamış,
yiğit, mert, çalışkan, mücadeleci, vatansever bir Osmanlı
torunudur.
Artık
nesli tükenmekte olan bakırcılık sanatında ömrünü nerede ise
tüketmiş, çalışkan ve mesleğinin aşığı olan Bakırcı Ali
Çavuş mücadeleden asla vazgeçmeyen kişiliği ile gözünü hep
ötelere dikmiş, daima ileriye bakmış, meslekte ve sanatta azla
yetinmemiş, sürekli iyinin, daha iyinin ve daha güzelin peşinde
olmuştur.
Dünyanın
bir süper gücü vardır son yüzyılda dünyanın kaderini elinde
tutan. Bu devlet Amerika'dır. Amerika'nın son devlet başkanı ise
Barak Obama'dır. Barak Obama başkan seçilir seçilmez "dünya
barışı"na dair mesajlar vermeye başlar. Her ne kadar
Amerikalının ayak bastığı coğrafyadan kan ve gözyaşı eksik
olmuyorsa da bir barış türküsüdür söylenmektedir dünya
gündeminde. Dünyanın değişik güçleri ve Barak Obama barışla
ilgili nutuklar atar da Bakırcı Ali Çavuş durur mu? Bakırcı Ali
Çavuş'un da söyleyecek bir çift sözü vardır dünyanın en
güçlü insanı Barak Obama'ya ve dünyaya. Alır eline tarihin en
anlamlı madenlerinden birisi olan bakırı, başlar dövmeye. Döve
döve bakırı öyle bir hale getirir ki -ne demeliyim, nasıl ifade
etmeliyim bilemedim....- "görmek lazım". Evet görmek
lazım. Bakırcı Ali Çavuş milleti adına, çalışkan ve adeta
başı göğe değen bir yayla insanı olarak dünyanın en büyük
çay demliğini bakırı döve döve, biçimlendirerek yapar ve gür
sesi ile haykırır Amerika Devlet Başkanı, dünyanın en güçlü
kişisi Barak Obama'ya. Adeta meydan okurcasına kükrer: "Sayın
Barak Obama! Sen dünyaya barış getireceğim diyorsun, ve barış
mesajları verip duruyorsun. Amerika'da barışın çubuğunu
tüttüren kızılderilileri yok ettiniz, artık barış çubuğu
tüttürecek kızılderililer yok. Ama biz Anadolu insanı olarak
barışın sohbetini ve muhabbetini, yemyeşil çay bahçelerimizden
topladığımız buram buram kokan çay yapraklarımızla, sımsıcak
demlediğimiz çaylarımızı içerken yaparız. Madem ki büyük
devletin büyük lideriyim diyorsun, işte sana dünyanın en büyük
demliği, barış adına bir mesaj olarak bu demliği Beyaz Saray'ın
bahçesine koy ve de ki benim tüm dünyaya, barış adına içirecek
bir yudum çayım da var, işte dünyanın en büyük demliği;
DÜNYA BARIŞ DEMLİĞİ"
DÜNYA BARIŞ DEMLİĞİ"
Bu
mağrur ve gür ses Trabzonlu Bakırcı Ali Çavuş'un sesidir. Ben
kendi adıma böyle sanatkar, çalışkan, cesur ve yiğit bir
insanı tanıdığım için çok mutluyum. Selam Bakırcı Ali
Çavuş'a, selam Anadolumun yiğit, fedakar ve asil insanlarına. İyi
ki varsınız. Bu millet, sizlerle, kanınızla canınızla,
terinizle, emeğinizle ve tertemiz neslinizle var olmaya devam edecek
ve ölümsüzleşecektir. Sizlerle aynı coğrafyaya ve aynı
millete ve aynı inanca sahip olmak şerefi bana yeter.
Halil İbrahim GÜNCAN
Trabzon 2.Noteri
DÜNYA BARIŞ DEMLİĞİ
9 Eylül 2013 Pazartesi
AHMET RİFAT EFENDİ'nin muhteşem bakır sahanları
Ahmet Rifat Efendi Kimdir:
Ahmet Rifat, İstanbul’da doğdu. Yağlıkçızâde adıyla tanınan Şabanzâde ailesinden Ispartalı Mehmed Emin Efendi’nin oğludur. Küçük yaşta maliyeye girdi ve pek çok farklı memuriyette görev aldıktan sonra emekli oldu. 1895 yılı başında vefat etti. Kabri İstanbul’un Fatih ilçesindeki Emir Buharî Tekkesi’ndedir.
Devlet hizmetlerinin yanı sıra ilmî çalışmalar yapan ve kaynaklarda ressam olduğu kaydedilen Ahmet Rifat Efendi, tarihe ve ahlaka dair bazı eserler kaleme almış, fakat daha çok Lugât-ı Tarihiyye ve Coğrafiyye adlı kitabı ile tanınmıştır. Bu eser, aslında meşhur şahıslar ve müelliflerin biyografileri, önemli olaylar, tarih boyunca kurulmuş devletler, milletler ve belli başlı şehirlerin tarihi coğrafyaları hakkında alfabetik maddeler halinde bilgiler verdiğinden dolayı bir tarih ve coğrafya sözlüğü sayılırsa da öteki ilim ve fenlere dair pek çok bilgiyi de içermesi bakımından genel bir ansiklopedi niteliği taşımaktadır. Lugât-ı Tarihiyye ve Coğrafiye, Osmanlılarda XIX. Yüzyılda hazırlanmasına ferdi olarak teşebbüs edilip tamamlanabilmiş ansiklopedi çalışmalarının iyi bir örneği kabul edilebilir. Bazı yanlış ve eksikliklerine rağmen, günümüzde bile başvuru kitabı olma özelliğini koruyan eser, ilk iki cildi Hicri 1299/Miladi 1881, son beş cildi ise Hicri 1300/Miladi 1882 tarihinde olmak üzere, yedi cilt halinde İstanbul’da basılmıştır.
Bu kısa bilgiden sonra biz Ahmet Rifat Efendi'nin bizimle ilgili yönüne gelelim. Ahmet Rifat Efendi 1850 yıllarında 3 adet bakır sahan yaptırır bir bakırcı ustasına. Bu üç bakır sahan el yapımı olup fevkalade ustalık isteyen, her biri adeta fabrikadan tornadan çıkmış gibi muntazam, bütün çekiç izlerinin yok edildiği, düzgün ve biçimli bir şekilde imal edilmiştir. Her üç kapaklı sahan üstünde hem Ahmet Rifat Efendi'nin ismi, hem numarası ve özel damgası mevcuttur 1851 tarihi ile birlikte. Kapaklı el yapımı muhteşem sahanlar koleksiyonumda olup resimleri aşağıdadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)